1-) Prof. Dr. Murat Şen Kayseri’nin gururu oldu
Prof. Dr. Murat Şen, 20 Temmuz 2015 tarihinde dünyanın en prestijli kuruluşlarından Uluslararası Karşılaştırmalı Hukuk Akademisi üyeliğine seçildi. Dünya çapında 724 üyeye sahip Uluslararası Karşılaştırmalı Hukuk Akademisi’ne Türkiye’den şu ana kadar seçilen akademisyen sayısı sadece 10 kişi. Akademinin Türk delegasyonunda Prof. Dr. Ergun Özsunay gibi saygın hukukçular yer alıyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Şen; “Uluslararası Karşılaştırmalı Hukuk Akademisi (International Academy of Comparative Law), dünyadaki hukukçuları bir araya getirerek, hukuk sistemlerini konu alan, hukukun uygulanması, araştırılması ve oluşturulması faaliyetlerinde bulunuyor; bu bağlamda, yasama reformları, yargısal içtihat ve bilimsel görüş içerikli akademik etkinlikler yürütüyor ve evrensel nitelikteki eserlerin yayınlanmasını üstleniyor.” dedi. Karşılaştırmalı Hukuk alanında yaptığı çalışmalarla Akademiye kabul edilen Prof. Dr. Şen, bu üyeliğin kendisi ve ülkesi için gurur verici olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “1924 yılında kurulan Uluslararası Karşılaştırmalı Hukuk Akademisi ilk genel nitelikli kongresini 1932 yılında gerçekleştirmiş, bunu savaş sonrasında düzenli bir şekilde ve yakın aralıklarla devam ettirmiştir. Örneğin 1973’de Kanada’da tüketicinin korunmasına ilişkin hukuki sorunları tartışmıştır. Son kongresini Viyana’da geçen yıl yapan Akademi, 20. genel kongresini ise Japonya’nın Fukuoka şehrinde gerçekleştirecek. Bu toplantılarda hukukun en güncel sorunları ele alınıyor, yeni hukuki yapılar ve gelişmeler tartışılıyor.” Günümüzde yedi yüzden fazla üyeye kavuşmuş durumda bulunan, kendisini “akademisyenlerin vücuda gelmiş hali” olarak tanımlayan ve bu alanda en iyi karşılaştırmalı hukuk bilginlerine sahip bulunan Uluslararası Karşılaştırmalı Hukuk Akademisi kuruluş tüzüğünün 2. maddesine göre “hukuk sistemlerinin karşılaştırmalı analizini” amaçlamış. Bu kuruluş tüm hukuki disiplinleri karşılaştırmalı hukuk bakış açısı altında ele almakla ilgileniyor. Akademi’ye, akademisyenlerin yanı sıra uluslararası yargı mensupları (hakim ve savcılar) da üye seçilebilmekte. Bu durum, akademinin dikkatini yalnızca bilimsel etkinliklere değil aynı zamanda hukuk pratiğine de yönlendirdiğini yansıtmakta. Günümüzde bu bilimsel organizasyonlar Amerika, Almanya ve İtalya’da devam etmektedir. Kaynak: http://www.kar360.com/prof-dr-murat-sen-kayseri-nin-gururu-oldu_d22768.html http://www.kar360.com/prof-dr-murat-sen-kayseri-nin-gururu-oldu_d22768.html
Melikşah Üniversitesi'nde Prof. Dr. Murat Şen Kayseri'nin gururu olduhttp://t.co/BVhr5b1sQI@meliksahuni pic.twitter.com/Wa9Ge9FIgN
— kar360 haber (@kar360haber) August 4, 2015
2-) İş yeri hastalığı mobbing’e dikkat
3-) Prof. Dr. Murat Şen, “Biz Ahilik diyoruz. Ahilik’te, kardeşlik, cömertlik, birlik ve fütüvvet olgusu var.” 24 Eylül 2013 Salı 13:15
Ahilik Haftası kutlamaları çerçevesinde düzenlenen “3. Uluslararası Ahilik Sempozyumu” Melikşah Üniversitesi’nde başladı. İki gün sürecek sempozyumda, Ahiliğin ilkeleri ve günümüze yansımaları her yönüyle ele alınacak.
Sempozyumun açılışında konuşan Melikşah Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut D. Mat, Ahiliğin, Türk toplumunun gelişmesinde, Türk kültürünün yayılmasında ve Osmanlı’nın bir cihan devleti olmasında çok büyük etkisi olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Mat, “Ahilik ilkelerinin günümüzde de toplumumuzda ve iş dünyasında yerleşmesi büyük önem arzetmektedir. Ahiliğin tekrar günümüze yerleşmesiyle Türk toplumunun dünyaya örnek olacağı kanaatindeyim. Ayrıca Ahilik ilkelerini genç kuşaklara aktarmamız gerekiyor. Bu nedenle, gelecek yılki eğitim-öğretim döneminde, ders müfredatımıza Ahilik ve Meslek İlkeleri başlıklı dersi koymayı kararlaştırdık. Böylece Ahiliğin prensiplerini gelecek kuşaklara aktarmayı planlıyoruz” dedi. Ahilik Haftası kutlamaları çerçevesinde düzenlenen sempozyuma Kayseri dışından pek çok bilim adamının geldiğini ifade eden Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (KESOB) Başkanı Mustafa Alan, kutlama programının, Ticaret İl Müdürlüğü koordinasyonunda gerçekleştiğini ve pek çok kurum ve kuruluşun desteklediğini bildirdi. Alan, “Kayseri’de her bir işimizi el birliğiyle, birlikte yapıyoruz. Ayrıca Kayseri bir hayırseverler şehri. Üniversitelerimizde pek çok hayırseverimizin katkısı var. Rahmetli Kadir Has, ‘Servetinle değil, hayrınla övün’ derdi. Kendisini yılın Ahisi seçmiştik. Bana, birliğe ne istediğimizi sordu. Ben de ‘Senin sağlığın’ dedim. Yaptıkların için seni yılın Ahisi seçtik, yapacakların için bir avans vermedik dedim” diye konuştu. Sempozyumun açılışında daha sonra bu yıl Kayseri’de ve Türkiye’de Yılın Ahisi seçilen terzi ustası Mahir Solak kürsüye geldi. Mahir Solak, “Ben 63 yıllık terziyim. Beni yılın Ahisi seçtiler. Çok teşekkür ediyorum. Bütün esnaf arkadaşlarımın da Ahi olmasını diliyorum” dedi. Kayseri Ticaret İl Müdürü Alaaddin Fırat da, Ahilik Haftası’nın, Ticaret Bakanlığı’nın öncülüğünde bütün Türkiye’de kutlandığını, bu yıl da her ilde kutlamalar yapıldığını belirterek, “Melikşah Üniversitesi’nde yapılan bu sempozyumun da faydalı olacağına inanıyorum. Kutlamaların son gününde, Kırşehir’de bir program düzenlenecek ve sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan da katılacak” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından ilk panele geçildi. İlk panelin yöneticisi Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, sempozyumda Ahiliğin pek çok yönüyle ele alınacağını ifade ederek, “Biz Ahilik diyoruz. Ahilik’te, kardeşlik, cömertlik, birlik ve fütüvvet olgusu var” dedi. Panelin ilk konuşmacısı Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammed Şevki Aydın, Ahilik teşkilatının İslam Medeniyeti içerisinde özgün yapısıyla bilinen bir teşkilat olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Tarihe bakışta ciddi sorunlar yaşayan bir milletiz biz. Tarihi olguları incelemek çok zor. Çünkü bir defa yaşanmış ve geçmiş. Tarihi tekrar ettirmek de mümkün değil. Ahilik herşeyden önce bir tarihi olgudur. Tarihte kalmış bir örgüttür. Öncelikle o tarihi olgu içinde doğru bakmamız gerekiyor. Bugünün penceresinden bakarak Ahiliği değerlendirirsek doğru yapmayız. Onu kendi şartları içerisinde doğru anlamamız gerekir. Anladıktan sonra da onu günümüze nasıl taşıyacağımızın, bizim zamanımıza nasıl getireceğimizin hesabını, kitabını yapmamız gerekiyor. Tarihi bir yapıyı, olguyu olduğu gibi günümüze taşımak mümkün değil. Ahilik kültürünü oluşturan ilkeler ise tarihsel değil, evrenseldir. İşte onu yani Ahilik kültürünü günümüze taşımanın yollarını aramalıyız. O günün şartlarında iş ahlakını üreten Ahilik teşkilatı, bugün nasıl örgütlenmeli sorusu son derece önemli. Nasıl bir sistem getirmeliyiz? Yani o zamanki yapıyı olduğu gibi taşıyarak, Ahilik teşkilatının ortaya koyduğu ürünleri elde edemeyiz. O zaman Ahilik teşkilatının o sistemizasyonunu, organizasyonunu günümüze nasıl taşıyacağımızı düşünmemiz gerekiyor.” Bu arada, sempozyumun açılışında Türkiye’de yılın Ahisi seçilen terzi ustası Mahir Solak’a, Prof. Dr. Mahmut Özdevecioğlu tarafından plaket verildi. – KAYSERİ
Kaynak: 1-) http://www.haberler.com/meliksah-ta-ahilik-sempozyumu-basladi-5099809-haberi/ 2-) https://issuu.com/meliksahuniversitesi/docs/gazete-sayi_1
4-) Demokratikleşme Paketi, Prof. Dr. Murat Şen’in moderatörlüğünü yaptığı Demokratikleşme Paketi konulu panelde tartışıldı.
11 Kasım 2013 Pazartesi 10:36
Melikşah Üniversitesi, Genç Aydınlar Kulübü Tarafından düzenlenen ve ünlü yorumcu Prof. Dr. Atilla Yayla ve yazarlar Gülay Göktürk ve Şenol Kaluç’un katıldığı Demokratikleşme Paketi konulu panelde, çeşitli güncel sorunlar ele alındı. Son aylarda Türkiye’nin her alanda gündeminden düşmeyen bir konusu haline gelen çözüm süreci ve iktidarın demokratikleşme paketi, Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi konferans salonunda Prof. Dr. Murat Şen’in moderatörlüğünü yaptığı Demokratikleşme Paketi konulu panelde tartışıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla, “Türkiye’nin yeterince demokratikleşememesinin sebebi, yeterince liberalleşememesidir. İnsan hak ve hürriyetleri kavramı Türkiye’nin toplumsal ve siyasal kültürünün derinlerine kök salsaydı eğer daha kolay demokratikleşirdi” dedi. Öğrenciler tarafından yorumları en çok merak edilen konuşmacılardan biri olan Bugün gazetesi yazarı Gülay Göktürk; AK Parti hükümetinin son on yılda yaptığı reform stratejisinin ders olarak okutulması gerektiğini vurguladı. Göktürk, “Türkiye’de siyasetçiler ilk kez biz bu PKK sorununu ve kürt meselesini nasıl çözeriz sorusunu sorup cevabını arama lüksüne Balyoz ve Ergenekon gibi davalardan sonra ordunun siyasetin göbeğinden çıkarılmasıyla sahip oldu” diye konuştu.
5-) Prof. Dr. Murat Şen, “Bu tür uygulamalar, öğrencilerin teoride gördüğü bilgileri pratiğe dönüştürmesini sağlıyor. Uygulamalı eğitim yaparak öğrencilerin adliyedeki havayı solumalarını sağlıyoruz.”
Sanal duruşma gerçeğini aratmadı. Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yapılan ‘sanal duruşma’ gerçeğini aratmadı.
Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Evrensel Hukuk ve Adalet Kulübü (EHAK) öğrencileri tarafından, fakültedeki mahkeme salonunda sanal duruşma yapıldı. Sanal duruşmaya, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen de katıldı. Öğrenciler tarafından kurgulanan ‘kasten adam öldürmeye teşebbüs’ suçunun dava konusu edildiği duruşma; hakim, savcı, avukatlar, sanıklar ve tanıkları ile gerçek bir mahkemeyi aratmadı.
6-) Prof. Dr. Murat Şen, uzun süredir uygulamada olan Borçlar Kanunu’nun miadını doldurduğunu, geçiş sürecinin sorunsuz olarak atlatılabilmesi amacıyla bu tür sempozyumların sayısının artırılması gerektiğini söyledi.
7-) Prof. Dr. Murat Şen: Yeni anayasada hak arama yolları açık olmalı
KAYSERİ – Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, siyasilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve toplumun gündeminde olan yeni anayasanın sivil bir anayasa olması itibarıyla önemli olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Murat Şen, hazırlanacak yeni anayasada hak arama yollarının ön planda tutulması gerektiğini belirterek, “Hiçbir istisnaya yer vermeden herkese bütün hak arama yolları açık olmalıdır.” dedi. Prof. Dr. Murat Şen, Anadolu Hukuk Derneği (AHUDER) Başkanı Avukat Süleyman Gürkök ile düzenlediği basın toplantısında, yeni bir anayasanın çerçevesinden bahsetti. Bu konuda Melikşah Üniversitesi olarak yeni bir anayasa ile ilgili yabancı akademisyenlerinde katılacağı ‘Uluslararası Anayasa Sempozyumu’ düzenleyeceklerini söyledi. Şen, buradaki konuşmaların yeni bir anayasanın içeriğinin nasıl olması gerektiği yönünde olacağını aktardı. 60 yıl boyunca tepeden inme anayasalarla bir ülke yönetiminin ilk kez sivil anayasa yapılmasının artık kaçınılmazlığına dikkat çekti. Prof. Dr. Şen, sivil bir anayasanın sorunların çözümü noktasında anında bir katkıda bulanacağı beklentilerinin de doğru olmadığına anlatarak, “En azından sivil toplum örgütlerinin ve katılımcı bir yönetimle yeni bir anayasa hazırlanması önemlidir. O nedenle, yeni anayasada ifade özgürlüğü bağlamında bireylerin, tam düşüncelerini, şiddet ve cebir yoluna başvurmaksızın serbestçe ifade edebilmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır. İlahi metinler gibi ‘Değiştirilemez’ nitelikli hükümler içermemelidir. Hak arama özgürlüğü kapsamında hiçbir şekilde hiçbir istisnaya yer vermeyecek şekilde bütün hak arama yolları açık olmalıdır. Kaldı ki, bu özgürlük hukuk devletinin olmazsa olmaz bir unsurudur.” dedi. Şen, anayasa metinlerinin olabildiğince kısa, çok açık ve net ifadelerle kaleme alınması, değişik anlamlara gelebilecek esnek kelime ile cümlelerin içermemesi gerektiğine vurgu yaptı. Anayasada bireysel başvuru hakkının sadece Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi’ndeki haklarla sınırlandırılmaması, anayasada yer alacak olan bütün hak ve özgürlükler için bu yolun açık tutulmasına dikkat çekti. Kaynak: (CİHAN) http://www.gazetegercek.com/yeni-anayasada-hak-arama-yollari-acik-olmali.html http://www.iyigunler.net/gundem/dekani-prof-dr-murat-sen-yeni-anayasada-hak-arama-yollari-acik-olmali-h32338.html
😎 Prof. Şen: İş Yeri Hastalığı Mobbing’e Dikkat
Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, her tür iş yeri ve işin görüldüğü her yerdeki personelin mobbing’e taraf ya da bunun mağduru, faili, gerçekleştireni olabileceğini söyledi.
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen) ve Osmaniye Barosu’nun katkılarıyla, ‘İşyerinde Psikolojik Taciz: Mobbing’ konulu seminer düzenlendi. Prof. Dr. Alper Akınoğlu Amfisi’nde gerçekleştirilen panelin oturum başkanlığını OsmaniyeBaro Başkanı Hüseyin Sezgin yaptı. Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen ve Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Doğan’ın panelist olarak katıldıkları programda, “mobbing” kavramının bilinmeyenleri anlatıldı. Baro Başkanı Avukat Hüseyin Sezgin, açılış konuşmasında, henüz 14 senelik il olan Osmaniye’de, bir iş yeri hastalığı olan mobbing konusunun tartışılmasının, ilin gelişmesinin bir göstergesi olarak gördüklerini ve buna vesile olanlara minnet duyduklarını söyledi. Mobbing’in, son beş altı yıldır Türkiye’de söz konusu bir kavram olduğunu belirten Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, mobbingin Türkiye’de, psikolojik, duygusal ve manevi taciz anlamlarına geldiğini ifade etti. Mobbing’in Türkçe karşılığı olarak Türk Dil Kurumu’nun ‘Bezdiri’ kelimesini uygun gördüğünü ve bu şekilde ifade etmeye başlandığını aktaran Murat Şen, “Mobbing, psikolojik şiddet, kuşatma, taciz yani aciz bırakma, rahatsız etme, sıkıntı verme anlamlarına gelen bir kavram. Tanımı yapılırken zorluklarla karşılaşılıyor. Mobbing, bir kişi tarafından yapılabileceği gibi bir kaç kişi tarafından da gerçekleştirilebiliyor. Mobbing’in nedeni, düşünceden, inanç ayrılığından kıskançlıktan, cinsiyetten kaynaklanabiliyor.” dedi. Her çalışanın mobbinge taraf ya da yapanı olabileceğini belirten Şen, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Üzerinde durulması gereken birinci husus mobbbingin, tekrarlanan ve uzun zaman devam eden sistematik davranışlar olmasıdır. İkinci unsur ise kişilik haklarına yönelik olarak sürdürülmesi ve asıl amacı da kişiyi o ortamdan uzaklaştırmaya, iş yerinden ayrılmaya veya o toplum içerisindeki gurup içerisindeki kişilerden soyutlanmaya çalışılması, bunu yaparken de hukukun ve ahlakın izin vermediği şekilde düşmanca, alaylı davranışlarla ve onur kırıcı davranışlarla yapılması önem taşıyor. Basında mobbing konusunda yer alan haberlerin istatistiklerinin aktarıldığı panelde, yargıda mobbing konusunda yer alan maddi ve manevi tazminat konuları hakkındaki bilgiler, örnekleri ile aktarıldı.
9-) “İşyerinde psikolojik taciz masaya yatırıldı.”
Meliksah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekani Prof. Dr. Murat Sen, her tür isyeri ve isin görüldügü her yerdeki personelin mobbing’e taraf ya da bunun magduru, faili, gerçeklestireni olabilecegini söyledi. Subemiz, Korkut Ata Üniversitesi ve Osmaniye Barosu’nun katkilariyla, ‘Isyerinde Psikolojik Taciz: Mobbing’ konulu seminer düzenlendi. Prof. Dr. Alper Akinoglu Amfisi’nde gerçeklestirilen panelin oturum baskanligini Osmaniye Baro Baskani Hüseyin Sezgin yapti. Meliksah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekani Prof. Dr. Murat Sen ve Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Murat Dogan’in panelist olarak katildiklari programda, “mobbing” kavraminin bilinmeyenleri anlatildi. Baro Baskani Avukat Hüseyin Sezgin, açilis konusmasinda, henüz 14 senelik il olan Osmaniye’de, bir isyeri hastaligi olan mobbing konusunun tartisilmasinin, ilin gelismesinin bir göstergesi olarak gördüklerini ve buna vesile olanlara minnet duyduklarini söyledi. Mobbing’in, son bes alti yildir Türkiye’de söz konusu bir kavram oldugunu belirten Meliksah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekani Prof. Dr. Murat Sen, mobbingin Türkiye’de, psikolojik, duygusal ve manevi taciz anlamlarina geldigini kaydetti. Mobbingin Türkçe karsiligi olarak Türk Dil Kurumu’nun ‘Bezdiri’ kelimesini uygun gördügünü ve bu sekilde ifade etmeye baslandigini aktaran Sen, “Mobbing, psikolojik siddet, kusatma, taciz yani aciz birakma, rahatsiz etme, sikinti verme anlamlarina gelen bir kavram. Tanimi yapilirken zorluklarla karsilasiliyor. Mobbing, bir kisi tarafindan yapilabilecegi gibi bir kaç kisi tarafindan da gerçeklestirilebiliyor. Mobbingin nedeni, düsünceden, inanç ayriligindan, kiskançliktan, cinsiyetten kaynaklanabiliyor” dedi. Her çalisanin mobbinge taraf ya da yapani olabilecegini belirten Sen, söyle konustu: “Üzerinde durulmasi gereken birinci husus, mobbbingin, tekrarlanan ve uzun zaman devam eden sistematik davranislar olmasidir. Ikinci unsur ise, kisilik haklarina yönelik olarak sürdürülmesi ve asil amaci da kisiyi o ortamdan uzaklastirmaya, isyerinden ayrilmaya veya o toplum içerisindeki grup içerisindeki kisilerden soyutlanmaya çalisilmasi, bunu yaparken de hukukun ve ahlakin izin vermedigi sekilde düsmanca, alayli davranislarla ve onur kirici davranislarla yapilmasi önem tasiyor.” Basinda mobbing konusunda yer alan haberlerin istatistiklerinin aktarildigi panelde, yargida mobbing konusunda yer alan maddi ve manevi tazminat konulari hakkindaki bilgiler, örnekleri ile aktarildi. Program, katilimcilara plaketlerinin takdim edilmesinin ardindan sona erdi. Kaynak: http://www.egitimbirsen.org.tr/%E2%80%98isyerinde-psikolojik-taciz%E2%80%99-masaya-yatirildi-/3524/140/detay-sube-haberleri
10-) “Türk Metal Sendikası Kayseri Şubesi Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen’i Ziyaret Etti.”
11-) Şen, düzenledikleri sempozyumun yeni anayasa hazırlık sürecinde önemli olduğunu söyledi.
“Amerikalı Hukukcu Thomas: Keyfiyet icabı kanunlar sekteye uğratılmamalıdır.” 10 Ekim 2011 – 12:55
KAYSERİ – Amerika Kansas City Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Jeffrey Thomas, Türkiye’de yeni anayasanın öngörülebilir, istikrarlı ve şeffaf olması gerektiğini söyledi. Thomas, “Ancak keyfiyet icabı, teknik söylemlerle kanunlar sekteye uğratılmamalıdır. Bu hususlara dikkat edilmelidir.” diye konuştu. Melikşah Üniversitesi ile Anadolu Hukuk Derneği (AHUDER), yeni anayasa çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla ‘Uluslararası Anayasa Sempozyumu’ düzenledi. Melikşah Üniversitesi hukuk Fakültesi’nde düzenlenen sempozyuma, Melikşah Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reşit Özkanca, AHUDER başkanı Süleyman Gürkök’ün yanı sıra konuşmacılar ABD Kansas City Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Jeffrey Thomas, Melikşah Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cengiz Gül, ABD Brigham Young Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Brett Scharffs ve Doç. Kasım Karagöz katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen yaptı. Şen, düzenledikleri sempozyumun yeni anayasa hazırlık sürecinde önemli olduğunu ve Türkiye’de ilk kez geniş katılımlı sivil bir anayasa hazırlandığına işaret etti. AHUDER Başkanı Süleyman Gürkök, yeni anayasanın hazırlanmasında sivil toplum örgütü olarak kendilerine de görev düştüğünü ifade etti. Gürkök, yeni anayasada, bireysel hakların mutlaka ön planda tutulması gerektiğini ifade etti. Rektör Prof. Dr. Reşit Özkanca, 1982 Anayasa’sının bugüne kadar birçok maddesinin değiştirildiğini ve adeta yamalı bohçaya döndüğünü belirtti. Özkanca, bu değişikliklerin bile yetersiz kaldığını ve günümüz şartlarına göre yeni ve sivil bir anayasanın şart olduğunu anlattı. Açılış konuşmalarından sonra sempozyumun ilk oturumuna geçildi. İlk oturumda konuşan Prof. Jeffrey Thomas, Türkiye’deki mevcut anayasayı incelediğini belirtti. Thomas, mevcut anayasanın giriş ile olağanüstü hal ve askeri mahkemelerle ilgili maddelerini okuduğunu belirtti. Burada temel hakların gerektiği zaman alınabileceği söylemleri olduğunu hatırlattı. Oysa temel yasal ve temel haklar arasında yaşam ve mülkiyet hakları olduğuna dikkat çekti. Thomas, mevcut anayasada hukukun üstünlüğüne 5 kez vurgu yapıldığını belirterek, “Ancak hukuka saygı ve hukukun üstünlüğü ifadeleri önemlidir. İnsanlar, hazırlanacak yeni anayasada kendilerini görmeleri gerekir. Kültürel özelliklerinin olması lazım. Eğer bunlar olmaz ve insanlar kendilerini orada görmezse, yeni anayasayı benimsemez. O nedenle hukuka saygı ve hukukun üstünlüğünü mutlaka geliştirmeliyiz.” dedi. Jeffrey Thomas, yeni anayasada dikkat edilmesi gereken hususları ise şöyle sıraladı: “Farklı özellikler göz önüne alınmalıdır. Bu kurullar meşru ortamda olmalıdır. Nitelikle ilgili kurallar yer almalıdır. Bu kurulları insanlar anlamalı, meşruiyetini nereden aldığını bilmelidir. Şeffaf olmalıdır. İstikrarlı olmalıdır. İstikrarlı derken aynı kalmak anlamında değil. Değiştirilmesi mümkün olmalıdır. Ama bir o kadarda kolay olmamalıdır. Tutarlılık önemlidir. Öngörülebilir olmalıdır. Bazı ülkelerde yasama tarafından anayasa değiştiriliyor. Ama öyle olmamalıdır.” Mahkemelere erişimin kolay olması gerektiğinin altını çizen Thomas, yargıdaki kalitenin de önemine vurgu yaptı. Yargıdaki hakimlerin iyi eğitim almış, yasaları iyi bilmeleri gerektiğini ifade etti. Hükümetlerin müdahalesinin mümkün olmaması ve bağımsız olunması gerektiğini söyledi. Yargıdaki herkesin sorumluluk ve hesap verebilir düzeyde olmasının önemine işaret etti. Thomas, konuşmasının sonunda ise, yeni anayasa için 5 maddeden oluşan öneride bulundu: Yeni anayasada hukuk üstünlüğü vurgusunun yapılması ve olağanüstü hal ile askeri mahkemelerin dışarıda tutulması. Hukuka saygının geniş katılımla oluşturulması. Yeni anayasada tutarlı ve öngörülebilir maddeler içermesi. Uyuşmazlıkların çözümü ve yargı bağımsızlığının sağlanması. Adalet bakanının müdahalesinin kısıtlanması. Bireysel hak ve özgürlüklerin kanunlarla teminat altına alınması. Sempozyum, diğer konuşmacıların sunumlarıyla sona erdi. Kaynak: (CİHAN) http://www.gazetegercek.com/amerikali-hukukcu-thomas-keyfiyet-icabi-kanunlar-sekteye-ugratilmamalidir.html
12-) “Prof. Şen: İş yeri hastalığı mobbing’e dikkat”
12 Ocak 2012 Perşembe 15:30
Prof. Şen: İş yeri hastalığı mobbing’e dikkat
Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, her tür iş yeri ve işin görüldüğü her yerdeki personelin mobbing’e taraf ya da bunun mağduru, faili, gerçekleştireni olabileceğini söyledi. Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen) ve Osmaniye Barosu’nun katkılarıyla, ‘İşyerinde Psikolojik Taciz: Mobbing’ konulu seminer düzenlendi. Prof. Dr. Alper Akınoğlu Amfisi’nde gerçekleştirilen panelin oturum başkanlığını Osmaniye Baro Başkanı Hüseyin Sezgin yaptı. Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen ve Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Doğan’ın panelist olarak katıldıkları programda, mobbing kavramının bilinmeyenleri anlatıldı. Baro Başkanı Avukat Hüseyin Sezgin, açılış konuşmasında, henüz 14 senelik il olan Osmaniye’de, bir iş yeri hastalığı olan mobbing konusunun tartışılmasının, ilin gelişmesinin bir göstergesi olarak gördüklerini ve buna vesile olanlara minnet duyduklarını söyledi. Mobbing’in, son beş altı yıldır Türkiye’de söz konusu bir kavram olduğunu belirten Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, mobbingin Türkiye’de, psikolojik, duygusal ve manevi taciz anlamlarına geldiğini ifade etti. Mobbing’in Türkçe karşılığı olarak Türk Dil Kurumu’nun ‘Bezdiri’ kelimesini uygun gördüğünü ve bu şekilde ifade etmeye başlandığını aktaran Murat Şen, Mobbing, psikolojik şiddet, kuşatma, taciz yani aciz bırakma, rahatsız etme, sıkıntı verme anlamlarına gelen bir kavram. Tanımı yapılırken zorluklarla karşılaşılıyor. Mobbing, bir kişi tarafından yapılabileceği gibi bir kaç kişi tarafından da gerçekleştirilebiliyor. Mobbing’in nedeni, düşünceden, inanç ayrılığından kıskançlıktan, cinsiyetten kaynaklanabiliyor. dedi. Her çalışanın mobbinge taraf ya da yapanı olabileceğini belirten Şen, konuşmasını şöyle sürdürdü: Üzerinde durulması gereken birinci husus mobbbingin, tekrarlanan ve uzun zaman devam eden sistematik davranışlar olmasıdır. İkinci unsur ise kişilik haklarına yönelik olarak sürdürülmesi ve asıl amacı da kişiyi o ortamdan uzaklaştırmaya, iş yerinden ayrılmaya veya o toplum içerisindeki gurup içerisindeki kişilerden soyutlanmaya çalışılması, bunu yaparken de hukukun ve ahlakın izin vermediği şekilde düşmanca, alaylı davranışlarla ve onur kırıcı davranışlarla yapılması önem taşıyor. Basında mobbing konusunda yer alan haberlerin istatistiklerinin aktarıldığı panelde, yargıda mobbing konusunda yer alan maddi ve manevi tazminat konuları hakkındaki bilgiler, örnekleri ile aktarıldı. Kaynak: CİHAN http://www.iyigunler.net/gundem/prof-sen-is-yeri-hastaligi-mobbinge-dikkat-h69071.html
13-) PROF. DR. MURAT ŞEN: İŞ SÖZLEŞMESİ GEÇERLİ SEBEP OLURSA FESH EDİLEBİLİR
Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, iş sözleşmesinin feshinin ancak geçerli sebep bulunması halinde mümkün olacağını açıkladı.
Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, iş sözleşmesinin feshinin ancak geçerli sebep bulunması halinde mümkün olacağını açıkladı.
Dekan Prof. Dr. Murat Şen, Hukuk Fakültesi Konferans Salonu’nda, “İş Sözleşmesinin Geçersiz Feshi – İşe İade Davası” konulu seminer düzenledi. Prof. Dr. Şen, işverenin iş sözleşmesini feshederken geçerli nedene dayanmasının koşullarını şöyle sıraladı: “İşyerinde otuz veya daha fazla işçi çalıştırılıyor olması, işçinin en az altı aylık kıdeme sahip olması, işçinin belirli konumdaki işveren vekili niteliğinde olmaması. Belirtilen koşulların gerçekleşmesi halinde, işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, iş yerinin ya da işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. Geçerli bir sebep olarak üç gurup sebep gösterilmiştir. Bu sebepler: ‘İşçinin yetersizliğinden kaynaklanan sebepler, işçinin davranışlarından doğan sebepler, işletmenin, iş yerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler.” Şen, iş sözleşmesi feshedilen işçinin, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabileceğini belirtti. Pof. Dr. Şen, şu bilgileri verdi: “Taraflar anlaşırlarsa taraflar aynı süre içinde uyuşmazlığı özel hakeme götürebilirler. Hükümde yer alan bir aylık süre hak düşürücü süredir. Bu nedenle bu süre geçtikten sonra artık işçi feshin geçersizliğini iddia edemez. Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. Ancak işçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.” Prof. Dr. Şen, iş sözleşmesi geçerli sebep gösterilmeden feshedilen işçi eski işine dönmek istemediği takdirde, işten çıkarma işlemine karşı itiraz etmeksizin doğrudan ödenmeyen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı varsa bunları talep eden dava da açabilir. Ancak işe iade davasında, işçinin ücret alacağı gibi başkaca taleplerde bulunmasının mümkün olmadığını belirtti. Şen, işçinin açıklanan nedenlerle yaptığı başvuru sonucunda, işverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakemce belirlendiği takdirde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorunda olduğunu vurguladı. İşveren işçiyi başvurusu üzerine bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye, doktrinde iş güvencesi tazminatı olarak adlandırılan ve en az dört aylık ve en fazla sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemek zorunda olduğunu dile getirdi.
Kaynak: http://www.haber3.com/prof-dr-murat-sen-is-sozlesmesi-gecerli-sebep-olursa-fesh-edilebilir-1211901h.htm
14-) “AVUKATLIK MESLEĞİNİN GÜNCEL SORUNLARI” PANELİ
Kayseri Barosu tarafından ”Avukatlık Mesleği’nin Güncel Sorunları” konulu panel yapıldı.
Panelin açılışında konuşan Kayseri Barosu Başkanı Avukat Fevzi Konaç, Türkiye’nin çok sıkıntılı ve zor bir süreçten geçtiğini ifade ederek, ”30 yılda binlerce şehit verdik. Böyle huzur ve barışın yakalanacağı bir ortamda, Barolar olarak sorunlarımızı konuşurken, toplumun bu hassasiyetlerinde ve sıkıntılarında geri durmamalı, bu konularda katkı sağlamalıyız, diye düşünüyorum. Barolar Birliği seçimlerinin yaklaştığı şu günlerde, Kayseri Barosu, 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, Türkiye’de huzurun ve barışın taraftarı olduğunu ilan etmiştir. Bundan sonra da ülkemizde huzur ve barış adına atılacak her adımı, hiçbir siyasi kaygı gütmeden, doğru şekilde durumu tahlil edip, barışa katkı sağlayacak sorumlu bir davranış içinde olacak” dedi.
Konuşmasında, Avukatlık Kanunu’nun uzun yıllardır çıkmamasından yana dertli olduklarını ifade eden Konaç, ”Sadece konuşan olmak, sadece şikayet eder olmaktan çok kaybettiğimizi görüyoruz. Siyasi ve ideolojik bütün fikirleri bir kenara bırakarak mesleğimizin kayıplarıyla ilgili çalışmalara ihtiyacımız var. Bu anlamda Baroların bir takım ideolojik tavırlarla bu sürece katkı sağlamaktan uzak durması kabul edilemez. Bu manada Kayseri Barosu da siyasetin uzattığı eli tutacak, meslek odalarının, baroların, bürokratların elini tutacak. Tabii bu süreçte biz bu mücadeleleri verirken, toplumumuzun algısı gereği, meslektaşlarımızın algısı gereği, kimi zaman ‘yandaş’ denilecek, kimi zaman ‘taraf’ denilecek, kimi zaman ‘siyasetle çok kucaklaştı’ denilecek. Ama ben bütün bu eleştirileri bir kenara bırakıp, bu medeni cesareti gösterip, inşallah haklarımızla ilgili bu mücadelede olması gereken katkıyı almak adına, uzatılan veya muhalefet elini hiç ayırt etmeksizin tutup mesleğimiz adına katkı sağlamaya gayret edeceğiz, diye Kayseri Barosu adına görüşlerimi sık sık dile getiriyorum” ifadelerini kullandı.
Konaç, 25 Mayıs’ta yapılacak Barolar Birliği seçimlerine de değinerek, şunları kaydetti:”Anadolu’daki Baro Başkanlarıyla, Barolar Birliği seçimleriyle ilgili bir takım değerlendirmeler ve istişareler yapacağız. İnşallah 25 Mayıs’ta yapılacak Birlik seçimlerinde mesleğimize katkı sağlayacak yeni örgütlenmelere bu panelin altyapı sağlamasını temenni ediyorum. Mesleğimiz adına atılacak her hayırlı adımda katkı sağlayan bir Baro olarak, bu konuda aynı kanaati taşıdığımız Baro’larla işbirliği içerisinde meslek sorunlarımıza bir şekilde katkı sağlamak noktasında gayret edeceğimizi ifade ediyorum. Her hayırlı işte Kayseri Barosu’nun yer alacağını bir kez daha belirtmek istiyorum.”
Kayseri Barosu Başkanı Fevzi Konaç’ın konuşmasının ardından panele geçildi. Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen’in yönettiği panelde, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süha Tanrıver, Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Altunkaya ve Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Başözen, Avukatlık mesleğinin sorunları hakkındaki görüşlerini aktardılar.
Panele, Kırşehir Barosu Başkanı Mehtap Karaburçak Tuzcu, Tokat Barosu Başkanı Faruk Bostancı, Afyon Barosu Başkanı Turgay Şahin ve Konya Barosu Başkanı Fevzi Kayacan’ın yanı sıra, avukatlar ve Hukuk Fakültelerinin öğretim üyeleri katıldı.
13 Nisan 2013 Cumartesi 09:48
Kaynak: http://www.kayserikent.com/dosyalar/sayfaoner.asp?dsy_id=54074
15-) MELİKŞAH ÜNİVERSİTESİ’NDE FAHRİ DOKTORA HEYECANI
Kayseri-Melikşah Üniversitesi, dünyada ilk yüz filozof arasında gösterilen Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. İlham Mehmetzade’ye, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin devamlılığın sağlanmasında, önemli katkılarda bulunmasından dolayı, fahri doktora verdi.
05 Mart 2015 Perşembe 11:34
Kayseri–Melikşah Üniversitesi, dünyada ilk yüz filozof arasında gösterilen Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. İlham Mehmetzade’ye, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin devamlılığın sağlanmasında, önemli katkılarda bulunmasından dolayı, fahri doktora verdi.
Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen törende, senatosunun aldığı karar doğrultusunda, çözüm önerilerinin üretilmesi için bilimsel ortam oluşturarak, “Bir bilim köprüsü” fonksiyonu gerçekleştiren Prof. Dr. İlham Mehmetzade’ye, Melikşah Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Mat tarafından cübbe giydirilerek, fahri doktora beratı takdim edildi. İki ülkenin birbirine çok yakın olduğunu, aynı duygu düşünce içinde bulunduğunu ve birbirlerine karşı sevgi ve muhabbet beslediklerini ifade eden Rektör Prof. Dr. Mat, şöyle konuştu: “İstiyoruz ki, üniversiteler özellikle bilimler akademisiyle, ilişkileri biraz daha gelişsin ve daha üst seviyeye çıksın. Bu fahri doktoranın tüm bunlar için iyi bir fırsat olacağını düşünüyorum.”
Törenin sonunda, Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen tarafından, Prof. Dr. Behram Zahidov, Prof. Dr. Habil Gurbanov ve Doç. Dr. Aydın Gasımov’a teşekkür plaketi takdim ederek hatıra fotoğrafı çektirdi.
Kaynak: http://www.kayseriyerelhaber.com/saglik/meliksah-universitesinde-fahri-doktora-heyecani-h14137.html
16-) BARO BAŞKANIMIZ EVRENSEL HUKUK VE ADALET KULÜBÜNÜN DAVETLİSİ OLARAK MELİKŞAH ÜNİVERSİTESİNDE SÖYLEŞİ PROGRAMINA KATILDI.
17-) Türkiye’de Kadın” Paneli
Kayseri Barosu Kadın Hakları Komisyonu’nca 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla “Türkiye’de kadın” konulu panel düzenlendi. Baro Seminer Salonu’nda gerçekleştirilen panelin açılışında konuşan Baro Başkanı Fevzi Konaç, hayvanlara merhamet gösteren bir kültürün, inancın insanlarının insanlara özellikle de kadınlara karşı nasıl bu kadar acımasız hale geldiğinin düşünülmesi gerektiğini söyledi. Konaç, toplumdaki şiddete yakından şahit olan hukukçuların bu tür etkinlikler düzenleyerek yaşanan olaylar karşısında ses vermeleri gerektiğini belirtti. Moderatörlüğünü Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen’in yaptığı panelde, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat, Doğan Medeni Kanunda “kadın” adı geçen maddeler hakkında katılımcılara bilgi verdi. Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Başözen ise kadına şiddet konusunu ele aldı. Kaynak: http://www.haberler.com/turkiye-de-kadin-paneli-7043810-haberi/
18-) “Mobbing, baskı yöntemi ve psikolojik terördür”
24 Şubat 2012 Cuma 16:26
Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, mobbingin, bir veya bir kaç kişi tarafından, bir diğer kişiye yönelik olarak çok değişik sebeplerle, şiddet, hakaret, küfür gibi çalışma hayatıyla bağdaşmayacak ifadeleri içeren baskı olduğunu ifade etti. Şen, “Mobbingin psikolojik baskı yöntemi ve psikolojik terördür.” dedi. Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından iş yerinde psikolojik taciz, “Mobbing” konulu seminer düzenlendi. Seminerde Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, ‘Mobbing’ kavramının bilinmeyenlerini anlattı. Mobbing’in son beş altı yıldır ülkemizde söz konusu bir kavram olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Şen, mobingin Türkiye’de, psikolojik, duygusal ve manevi taciz anlamlarına geldiğini ifade etti. Mobbing’in Türkçe karşılığı olarak Türk Dil Kurumu’nun “Bezdiri” kelimesini uygun gördüğünü ve bu şekilde ifade etmeye başlanıldığını aktaran Murat Şen, “Mobbing psikolojik şiddet, kuşatma, taciz yani aciz bırakma, rahatsız etme, sıkıntı verme anlamlarına gelen bir kavram. Tanımı yapılırken zorluklarla karşılaşılıyor. Mobbing, bir kişi tarafından yapılabileceği gibi bir kaç kişi tarafından da gerçekleştirilebiliyor. Mobbing’in nedeni, düşünceden, inanç ayrılığından kıskançlıktan, cinsiyetten kaynaklanabiliyor. Mobbing tanımı; Bir veya bir kaç kişi tarafından, bir diğer kişiye yönelik olarak çok değişik sebeplerle, şiddet, hakaret, küfür gibi çalışma hayatıyla bağdaşmayacak ifadeleri içeren, sistematik bir şekilde yapılan, kişiyi yıldırmaya, bezdirmeye, bıktırmaya yönelik, düşmanca ve ahlak dışı bir iletişim yönetilmesi yöneltilmesi şeklinde ortaya çıkan psikolojik baskı yöntemi ve psikolojik terördür.” dedi. Her çalışanın mobbinge taraf ya da yapanı olabileceğini belirten Şen, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Üzerinde durulması gereken birinci husus mobbbingin tekrarlanan ve uzun zaman devam eden sistematik davranışlar olmasıdır. İkinci unsur ise kişilik haklarına yönelik olarak sürdürülmesi ve asıl amacı da kişiyi o ortamdan uzaklaştırmaya işyerinden ayrılmaya veya o toplum içerisindeki gurup içerisindeki kişilerden soyutlanmaya çalışılması, bunu yaparken de hukukun ve ahlakın izin vermediği şekilde düşmanca, alaylı davranışlarla ve onur kırıcı davranışlarla yapılması önem taşıyor. Buradaki konu işyerinde taciz, işyeri denildiğinde iş hukuku açısından sadece 4857 sayılı iş kanunu kapsamındaki işyerlerini anlamamak gerekiyor. Her tür iş işyeri, işin görüldüğü yer, sadece 4857 sayılı kanun değil, her tür kamu, özel, devlet memurları, memurların dışındaki personeller hepsi mobbinge taraf olabilir bunun mağduru olabilir, faili yapanı gerçekleştireni olabilir. Burada önemli unsur bağımlılık unsuru olmasıdır. Eğer biz işyerinde işverenle çalışandan bahsediyorsak yine bir bağımlılık unsuru var. Bir kamu sektöründe, bir akademisyenle onun başındaki yöneticiler tarafından bahsediyorsak yine bir bağımlılık unsuru var. Çalışma ilişkisinin bulunduğu bütün yerlerde az çok bir bağımlılık varsa birileri emir veriyor, diğeri bunu uygulamak durumunda kalıyorsa burada mobbingin olabileceğinden söz etmek gerekiyor.” Basında mobbing konusunda yer alan haberlerin istatistiklerinin aktarıldığı seminerde yargıda mobbing konusunda yer alan maddi ve manevi tazminat konuları hakkındaki bilgiler örnekleri ile aktarıldı.
Kaynak: http://www.aydinses.com/guncel/mobbing-baski-yontemi-ve-psikolojik-terordur-h109248.html
19-) Kayseri’de kurulan Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi, eğitim – öğretime 2008 yılında başladı.
Öğrencilerin klasik hukuk dersleri dışında siyaset bilimi, bilişim hukuku, gen hukuku, sağlık hukuku, Avrupa sözleşme hukuku gibi seçimlik derslerle donanımlarına katkıda bulunan ve yabancı hukuk sistemleriyle ilgili programlara da sahip olan üniversite öğrencilerinin çok yönlü ve başarılı hukukçular olmasını amaçlamaktadır. Hakimlik, savcılılık, avukatlık, noterlik, kaymakamlık, akademisyenlik ve daha bir çok meslekte geçerliliği olan bir fakülte olan hukuk fakültesinde öğrencililere uygulamalı eğitim ve staj imkanı tanınarak meslek hayatına geçişte öğrencilerin daha deneyimli ve hazırlıklı olmaları istenmektedir. İngilizce bilen hukukçular yetiştirmek adına seçmeli hazırlık sınıfı eğitimi sunulmaktadır. Ayrıca birçok Avrupa ülkesindeki hukuk fakülteleriyle Erasmus anlaşmaları vardır. Öğrencilerin mesleki ve sosyal gelişimlerine katkı sağlayacak çok sayıda sempozyum, konferans ve panel de üniversite bünyesinde gerçekleştirilmektedir. Yabancı Öğretim Üyeleri de Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Öğretim üyesi değişim programı çerçevesinde yurt dışından gelen yabancı öğretim üyeleri Melikşah Ü. Hukuk Fak.de pek çok ders vermiştir. Introducti-on to American Law ve American Civil Procedure Law dersleri Prof. Dr. Jeffrey E. Thomas tarafından; Europen Union Law dersi Almanya Lü-neburg Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jürgen W. Simon tarafından; Inter-national Human Rights Law dersi Doç. Dr. Rana Lehnardt tarafından; Contract Law dersi Lecturer Mark Lehnardt tarafından; Introduction to Turkish Law, European Union Law ve International Human Rights Law dersleri de Doç. Dr. Ferhad Mehdiyev tarafından verilmiştir. kontejyan ve burs: Tam burslu (12), %50 burslu (12), %25 burslu (24) öğrencilerle birlikte toplan kontejyan 120 kişidir. 2015-2016 yılı öğretim ücreti 22.420.00 TL dir. İlk 100 e giren öğrencilere aylık 2500 TL, 101-1000 arasındakilere 1250 TL, 1001-2000 arasındakilere 1000 TL ve 2001- 5000 arasındakilere 750 TL özel burs imkanı tanınmaktadır. Ayrıca not ortalamalarına göre öğrencilerin eğitim ücretlerinde indirimler de yapılmaktadır.
GENEL BİLGİLER Puan Türü: TM-3 Eğitim Dili: Türkçe İngilizce Hazırlık: Seçmeli Eğitim Süresi: 4 yıl
Kaynak: http://www.turkiyehukuk.org/meliksah-universitesi-hukuk-fakultesi/
20-) Usta Hukuk Bürosu Hizmete Açıldı. Kayseri`de, Avukat Uğur Usta İle Tuğba Çiçek`in Açtığı Usta Hukuk Bürosu Hizmete Girdi.
İstasyon Caddesi İncetan İş Merkezinde yapılan açılışa, Kayseri Baro Başkanı Fevzi Konaç, Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen ve çok sayıda davetli katıldı. Açılışta konuşan Kayseri Baro Başkanı Fevzi Konaç, “Uğur ile Tuğba kardeşimiz aramıza katıldılar. Baromuz güzel kardeşlerimizle hem büyüyor hem de güçleniyor. Ruhsat törenlerini yaparken ifade ettiğim üç şey var; bu açılışta bir kez daha onlara hatırlatmayı arzu ederim. Onlar edebi, hayayı, helal kavramını zaten ailelerinden ve hocalarından aldılar. Onlar zaten bu yolda yürürken bu kavramlara dikkat edecekler ondan bir şüphemiz yok. Meslek hayatlarında inşallah bunları hiç unutmadan helal kaygısı içerisinde güzel bir yol yürüyüşü olsun diye hem temenni ediyoruz hem de dua ediyoruz. Allah yollarını açık etsin. Biz de elimizden geldiği kadar ihtiyaç duydukların da her zaman yanında olacağımızı ağabeyleri olarak ifade ediyoruz” diye konuştu.
21-) Hasan Özderin Makale Yarışması
Prof. Dr. Murat ŞEN (Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı)
II. Hasan Özderin Makale Yarışması Jüri Üyeleri kimlerden oluşuyor tanıyalım.Prof. Dr. Murat ŞEN (Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı)
Hasan Özderin Makale Yarışması paylaştı: 3 Haziran 2013 Pazartesi
22-) EHAK @ehakmeliksah
Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanımız Sayın Prof. Dr. Murat Şen, Baro Başkanımıza plaketini takdim ederken
23-) Hüseyin Hatemi @Elifhevav
Melikşah ühf dekanı prof.dr Murat şen ilehttps://twitter.com/Elifhevav/status/589114337933058049
https://twitter.com/search?f=tweets&q=melik%C5%9Fah%20murat%20%C5%9Fen&src=typd
MOBBİNG, BASKI YÖNTEMİ VE PSİKOLOJİK TERÖRDÜR Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen,… http://fb.me/2wWoZ2Itp
25-) KAYSERİ BAROSUNA ZİYARET
MELİKŞAH ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DEKANI BAROMUZU ZİYARET ETTİ. Tarih: 06.03.2014
http://www.kayseribarosu.org.tr/Detay.aspx?ID=23293&Tip=Haber
26-) KAYSERİ BAROSUNA ZİYARET
MELİKŞAH ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DEKANI SAYIN PROF.DR.MURAT ŞEN, SAYIN DOÇ.DR.AHMET BAŞÖZEN VE ÖĞRETİM ÜYESİ SAYIN DOÇ.DR. HAYRETTİN EREN BARO BAŞKANIMIZ VE YÖNETİM KURULUMUZA HAYIRLI OLSUN ZİYARETİNDE BULUNDULAR. Tarih: 10.11.2014
27-) Profesör Şen: Mobbing Türkiye’de 5- 6 Yıldır Gündemde
Kayseri’deki Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, “Mobbing Psikolojik şiddet, kuşatma, taciz yani aciz bırakma, rahatsız etme, sıkıntı verme anlamlarına gelen bir kavram. Tanımı yapılırken zorluklarla karşılaşılıyor” dedi.
Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin düzenlediği ‘İşyerinde Psikolojik Taciz: Mobbing’ seminerinde konuşan Prof. Dr. Murat Şen, mobbingin son beş altı yıldır kullanılan bir kavram olduğunu belirtti. Mobbing, bir kişi tarafından yapılabileceği gibi bir kaç kişi tarafından da gerçekleştirilebildiğini kaydeden Prof. Dr. Murat Şen, şunları söyledi: “Mobbingin nedeni düşünceden, inanç ayrılığından, kıskançlıktan, cinsiyetten kaynaklanabiliyor. Mobbing tanımı: Bir veya bir kaç kişi tarafından, bir diğer kişiye yönelik olarak çok değişik sebeplerle, şiddet, hakaret, küfür gibi çalışma hayatıyla bağdaşmayacak ifadeleri içeren, sistematik bir şekilde yapılan, kişiyi yıldırmaya, bezdirmeye, bıktırmaya yönelik, düşmanca ve ahlak dışı bir iletişim yönetilmesi yöneltilmesi şeklinde ortaya çıkan psikolojik baskı yöntemi ve psikolojik terördür.” Her çalışanın mobbinge taraf ya da yapanı olabileceğini belirten Prof. Dr. Murat Şen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzerinde durulması gereken birinci konu mobbingin tekrarlanan ve uzun zaman devam eden sistematik davranışlar olmasıdır. İkinci unsur ise kişilik haklarına yönelik olarak sürdürülmesi ve asıl amacı da kişiyi o ortamdan uzaklaştırmaya işyerinden ayrılmaya veya o toplum içerisindeki gurup içerisindeki kişilerden soyutlanmaya çalışılması. Bunu yaparken de hukukun ve ahlakın izin vermediği şekilde düşmanca, alaylı davranışlarla ve onur kırıcı davranışlarla yapılması önem taşıyor.”
Kaynak: http://www.haberler.com/profesor-sen-mobbing-turkiye-de-5-6-yildir-3392849-haberi/
28-) Prof. Dr. Şen: Türkiye Zaten Yarı Başkanlık Sistemini Seçmiş Durumda (Özel)
Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, Türkiye’nin referandumla cumhurbaşkanını halkın seçmesine karar vererek, fiilen olmasa da zaten yarı başkanlık sistemini seçtiğini söyledi.
Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın, YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’yı ziyaretinde başkanlık sistemi tartışmalarına akademisyenlerin de katkıda bulunması gerektiğini söylemesine Kayseri’den destek geldi. Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, 12. cumhurbaşkanının halk tarafından seçilecek olmasının dolaylı olarak parlamenter sistemden çıkıldığının bir göstergesi olduğunu söyledi. Şen, “Türkiye halkı, referandumla cumhurbaşkanını halkın seçmesine karar vererek fiilen olmasa da zaten yarı başkanlık sistemini seçmiş oldu.” dedi. Halkın seçeceği yeni cumhurbaşkanının yürütme organının gerçek başı olup olmayacağını ise, şu anki şartlarla belirleyebilmenin çok kolay olmayacağını belirten Şen, “Bu belirsizliğin giderilmesi, hem hukuki olgulara hem de daha ziyade siyasal şartlara bağlı olarak değişkenlik gösterir. Örneğin TBMM’de çoğunluğu bulunan bir siyasal partinin liderinin, cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte ülkenin genel siyasetini belirlemeye ve siyasal karar merkezlerini yönlendirmeye çalışması pek sürpriz olmaz. Bu durumda da ülkemizdeki hükümet sisteminin bir başkanlık sistemi gibi işlemeye başladığı rahatlıkla söylenebilir. Yarı-başkanlık sistemi olarak adlandırılan bu hükümet modelinin, 2007 Anayasa değişikliğiyle Türk anayasal düzenine girdiği, pratikteki yansımasını ise 12. cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle göstereceği açıktır.” dedi. Prof. Dr. Şen, bundan sonra halkın seçtiği devlet başkanının, yasamadaki çoğunluğu arkasına aldığı sürece sistemin başkanlık modeli gibi, aksi halde parlamenter model gibi işleyeceğini kaydetti. Şu andaki sistemde anayasada güçlü yetkilerle donatılan cumhurbaşkanının, ABDbaşkanından bile çok daha etkin bir konuma geleceğini belirten Şen, “Bu durumda Rusya’daki biçimiyle bir ‘süper başkanlık’tan bile söz edilebilir. Ancak böylesi bir cumhurbaşkanının hükümetle arasında siyasal eğilim özdeşliği bulunmadığı durumlarda, uzlaşma ortamı sağlanamıyorsa sistemin siyasal krizlere çanak tutması da kaçınılmazdır. Anayasal planda cumhurbaşkanını halka seçtirip yetkilerini daraltmanın ise pek bir çözüm olacağı düşünülmemelidir. Zira halk tarafından doğrudan seçiliyor olmanın verdiği büyük meşruiyet desteğiyle bir cumhurbaşkanı, ülkenin iç ve dış siyasetini yönlendirmeye her an girişebilir. Bu da anayasal sistemde çifte meşruluk probleminin ortaya çıkmasına yol açar.” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanının halka seçtirilmesi kuralının, özellikle II. Meşrutiyet’ten bu yana büyük oranda uygulamaya çalışılan saf parlamenter sistemden bir kopma anlamına geldiğini vurgulayan hukuk profesörü, “Adına yarı-başkanlık da dense sistem artık, siyasal şartlara göre başkanlık modeli biçiminde olduğu kadar, parlamenter sistem formatı içinde de işleyebilecektir. Sistemin, özellikle bu ikinci durumda değişik problem ve kriz potansiyellerini içinde barındırdığını da unutmamak gerekir.” diye konuştu.
Kaynak: http://www.haberler.com/prof-dr-sen-turkiye-zaten-yari-baskanlik-sistemini-3614542-haberi/
29-) Prof. Dr. Murat Şen: “Bu tür uygulamalar öğrencilerin teoride gördüğü bilgileri pratiğe dönüştürmesini sağlıyor.”
Melikşah Üniversitesi’ndeki Sanal Duruşma Gerçeğini Aratmadı.
7 Mart 2013 Perşembe 15:50
Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Evrensel Hukuk ve Adalet Kulübü (EHAK) öğrencileri tarafından Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen’in de katılımıyla mahkeme salonunda sanal (farazi) duruşma yapıldı.
Kasten adam öldürmeye teşebbüs suçunun dava konusu edildiği duruşma, hakim, savcı, avukatlar, sanıklar ve tanıkları ile gerçek bir mahkeme salonunu aratmadı. Sanal duruşmada hazır bulunan Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, “Bu tür uygulamalar öğrencilerin teoride gördüğü bilgileri pratiğe dönüştürmesini sağlıyor. Uygulamalı eğitim yaparak öğrencilerin adliyedeki havayı solumalarını sağlıyoruz. Türkiye’de bir ilk olan bu uygulama öğrencilerin iyi yetişmesine katkıda bulunuyor. Duruşmayı hazırlayan öğrencilerimizi tebrik ediyorum.” şeklinde konuştu. Kaynak: http://www.haberler.com/meliksah-universitesi-ndeki-sanal-durusma-4401329-haberi/
30-) Türkiye’de Kadın” Paneli
Baro Seminer Salonu’nda gerçekleştirilen panelin açılışında konuşan Baro Başkanı Fevzi Konaç, hayvanlara merhamet gösteren bir kültürün, inancın insanlarının insanlara özellikle de kadınlara karşı nasıl bu kadar acımasız hale geldiğinin düşünülmesi gerektiğini söyledi. Konaç, toplumdaki şiddete yakından şahit olan hukukçuların bu tür etkinlikler düzenleyerek yaşanan olaylar karşısında ses vermeleri gerektiğini belirtti. Moderatörlüğünü Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen’in yaptığı panelde, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat, Doğan Medeni Kanunda “kadın” adı geçen maddeler hakkında katılımcılara bilgi verdi. Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Başözen ise kadına şiddet konusunu ele aldı.
Kaynak: http://www.haberler.com/turkiye-de-kadin-paneli-7043810-haberi/
http://www.kayseribarosu.org.tr/Detay.aspx?ID=40474&Tip=Haber
31-) ’İş Sağlığı Ve Güvenliğinde AB’nin Etkisi’ Konulu Seminer Düzenlendi
32-) Yarı başkanlığa zaten geçtik. Bu iddia Prof. Dr. Murat Şen’e ait. Şen, Türkiye’nin referandumla cumhurbaşkanını halkın seçmesine karar vererek, fiilen olmasa da yarı başkanlık sistemini seçtiğini söyledi.
AVRUPA Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın, YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’yı ziyaretinde başkanlık sistemi tartışmalarına akademisyenlerin de katkıda bulunması gerektiğini söylemesine Kayseri’den destek geldi. Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, 12. cumhurbaşkanının halk tarafından seçilecek olmasının dolaylı olarak parlamenter sistemden çıkıldığının bir göstergesi olduğunu söyledi. Şen, “Türkiye halkı, referandumla cumhurbaşkanını halkın seçmesine karar vererek fiilen olmasa da zaten yarı başkanlık sistemini seçmiş oldu” dedi. Seçimden sonra belli olur Halkın seçeceği yeni cumhurbaşkanının yürütme organının gerçek başı olup olmayacağını ise, şu anki şartlarla belirleyebilmenin çok kolay olmayacağını belirten Şen, “Bu belirsizliğin giderilmesi, hem hukuki olgulara hem de daha ziyade siyasal şartlara bağlı olarak değişkenlik gösterir. Örneğin TBMM’de çoğunluğu bulunan bir siyasal partinin liderinin, cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte ülkenin genel siyasetini belirlemeye ve siyasal karar merkezlerini yönlendirmeye çalışması pek sürpriz olmaz. Bu durumda da ülkemizdeki hükümet sisteminin bir başkanlık sistemi gibi işlemeye başladığı rahatlıkla söylenebilir. Yarı-başkanlık sistemi olarak adlandırılan bu hükümet modelinin, 2007 Anayasa değişikliğiyle Türk anayasal düzenine girdiği, pratikteki yansımasını ise 12. cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle göstereceği açıktır” dedi. Prof. Dr. Şen, bundan sonra halkın seçtiği devlet başkanının, yasamadaki çoğunluğu arkasına aldığı sürece sistemin başkanlık modeli gibi, aksi halde parlamenter model gibi işleyeceğini kaydetti. Krizlere çanak tutar Şu andaki sistemde anayasada güçlü yetkilerle donatılan cumhurbaşkanının, ABD başkanından bile çok daha etkin bir konuma geleceğini belirten Şen, “Bu durumda Rusya’daki biçimiyle bir ‘süper başkanlık’tan bile söz edilebilir. Ancak böylesi bir cumhurbaşkanının hükümetle arasında siyasal eğilim özdeşliği bulunmadığı durumlarda, uzlaşma ortamı sağlanamıyorsa sistemin siyasal krizlere çanak tutması da kaçınılmazdır. Anayasal planda cumhurbaşkanını halka seçtirip yetkilerini daraltmanın ise pek bir çözüm olacağı düşünülmemelidir. Zira halk tarafından doğrudan seçiliyor olmanın verdiği büyük meşruiyet desteğiyle bir cumhurbaşkanı, ülkenin iç ve dış siyasetini yönlendirmeye her an girişebilir. Bu da anayasal sistemde çifte meşruluk probleminin ortaya çıkmasına yol açar” şeklinde konuştu. Kaynak: http://www.milatgazetesi.com/yari-baskanliga-zaten-gectik-haber-29595
33-) Türk Metal Sendikası Kayseri Şube Başkanı Ali Gökkaya ve yönetim kurulu üyeleri Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Murat Şen’i makamında ziyaret etti.
34-) Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından “Türk ve Kore Hukukunda Yargı” konulu uluslararası sempozyum düzenlendi.
Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen sempozyuma, Melikşah Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Dursun Mat, Erciyes Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Doğan, Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, Hankuk Üniversity of Foreign Stıdies Hukuk Okulu ve Araştırma Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Jeawan Moon, Hankuk Üniversity of Foreign Stıdies Hukuk Okulu Hukuk Müşaviri Av. Burak Karakurt, öğretim üyeleri, avukatlar, öğrenciler ve diğer ilgililer katıldı. İki oturumda gerçekleştirilen sempozyumun birinci oturumunda Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen: “Cumhuriyet Öncesi ve Sonrası Dönemde Türk Hukukunun Yapısı” konulu tebliğini sundu. Prof. Dr. Şen, ülkemizin hukuk gelişimini İslamiyet öncesi, İslamiyet sonrası ve cumhuriyet sonrası dönemlere ilişkin olarak ayrıntılı bir şekilde sundu. Aynı oturumda Hankuk Üniversity of Foreign Stıdies Hukuk Okulu ve Araştırma Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Jeawan Moon ?Kore Yargı Sistemi ve Hukuk Eğitimi? konulu tebliğini, Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ahmet Başözen: ?Türk Hukuk Sistemi ve Yargı Teşkilatı? konulu tebliğini, Hankuk Üniversity of Foreign Stıdies Hukuk Okulu Hukuk Müşaviri Av. Burak Karakurt: ?Kore Hukukunun Batı Hukukunu Kabul Süreci? konulu tebliğini sundu. Sempozyumun ikinci oturumunda Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayrettin Eren: ?Türk İdari Yargı Yapılanmasında İstinaf Sistemi? konulu tebliğini sundu, Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cengiz Gül: ?AİHM Kararlarında Nefret Suçları Bağlamında İfade Özgürlüğü? konulu tebliğini, Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mübariz Yolçiyev: ?Türk Hukukunda Ticari Davalar? konulu tebliğini sundu. Sempozyumun soru cevap bölümünde Türk ve Kore hukukunda benzer ve farklı yönler tartışılarak ele alındı. Sempozyum Melikşah Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Dursun Mat tarafından verilen sertifika ve plaket takdim töreniyle nihayete erdi. Kaynak: http://www.kar360.com/meliksah-ta-turk-ve-kore-hukukunda-y_d9540.html
35-) Prof. Dr. Murat Şen, toplumsal duyarlılık konusunda gerçekleştirilen bu tür faaliyetlerin toplum açısından önemli olduğunu vurgulayarak katılımcılara duyarlılıklarından dolayı teşekkür etti. Melikşah’ta Down Sendromu Ele Alındı
Melikşah Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Merkezi tarafından Sosyal Girişimcilik ve Duyarlılık Projeleri dersi kapsamında “Gerçek Dostlar Kromozom Saymazlar” sloganıyla, Downlu çocukların gösterilerinin yer aldığı down sendromu konulu bir farkındalık semineri gerçekleştirildi. Uzman Emirhan Şener’in sunumuyla düzenlenen seminerde Down sendromu konusu tüm yönleriyle değerlendirildi. Down Sendromu konusunda toplumda farkındalık oluşturularak ve Down Sendromlu bireyler konusunda toplumu bilinçlendirmek amacıyla gerçekleştirilen programa Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı Kayseri Şubesi Müdürü Mevlüde Ünal, çeşitli kurum ve kuruluşlar ile üniversite öğrencileri katıldı. Downlu çocuklar tarafından sergilenen gösteriler katılımcılar tarafından büyük ilgiyle izlendi. Programı değerlendiren Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, toplumsal duyarlılık konusunda gerçekleştirilen bu tür faaliyetlerin toplum açısından önemli olduğunu vurgulayarak katılımcılara duyarlılıklarından dolayı teşekkür etti. Program gerçekleştirilen kapanış kokteyliyle son buldu. 23.12.2014 – Cihan Kaynak: http://www.yasadikca.com/meliksahta-down-sendromu-ele-alindi-24115#
36-) Kayseri Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Murat Şen, “Terör ve deprem gibi toplumsal olaylar Türk basınının özdenetime duyduğu ihtiyacı hissettirmiştir.
37-) Hukukçular Derneği olarak Kayseri çalışmaları kapsamında hukuk fakültesi dekanımız Murat Şen Hoca’yı ziyaret ettik…
38-) Melikşah’ta 1 İk Günü Düzenlendi
Programa Melikşah Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Memduh Boydak, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Özdevecioğlu, Psikoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Doğan, Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Öğr. Gör. Nihat Köroğlu, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nejat Çapar, Kayseri’de bulunan holdinglerin üst düzey yöneticileri ve kurum temsilcileri katıldı. Memduh Boydak, Boydak Holding olarak İnsan kaynaklarına yaklaşımları ve bu konuda insan yetiştirmenin öneminden bahsetti. Boydak, “Şirketler açısından insanın değeri her geçen gün artmaktadır. Hazır altyapımızla doğru insan kaynaklarını birleştirebilsek, şimdiki olduğumuzun 2-3 katı büyümek mümkün. Dünyada yapacak daha çok iş var” dedi. Katılımcı İK yetkilileri ve yöneticiler arasında geçen samimi görüş alışverişleri ve paylaşımların olduğu programda katılımcılar, akademisyenleri dinlemekle kalmayıp, sunum sırasında ve ikram aralarında soru sorma ve sohbet etme fırsatı da yakaladı. Kaynak: Melikşah’ta 1 İk Günü Düzenlendi http://www.marasgundem.com/meliksahta-1-ik-gunu-duzenlendi-290039h.htm
39-) Prof. Dr. Murat Şen’in moderatörlüğünde Hocalı katliamı, katliamın tanığı Doç. Dr. Aydın Kasımov ca Doç. Dr. Ferhat Mehdiyev tarafından anlatıldı.
HOCALI KATLİAMI KAYSERİ’DE UNUTULMADI
40-) Gözyaşının Dinmediği Topraklar: Türk-İslam Coğrafyasında İnsan Hakları İhlalleri”
41-) Kayseri Ülkü Ocakları Üniversiteler Birimi etkinliklerini sürdürüyor.
Kayseri Ülkü Ocakları Üniversiteler Birimi’nce düzenlenen Ahmet Şafak Konseri’ne Kayseri Ülkü Ocakları İl Başkanı Selim Gümüş ve İl Ocak yöneticileri, Mersin Ülkü Ocakları İl Başkanı Hüsnü Doğan ve İl Ocak Yöneticileri, Niğde Ülkü Ocakları İl Başkanı Yunus Kızıl ve İl Ocak Yöneticileri, Nevşehir Ülkü Ocakları Başkanı Yahya Leblebici ve İl Ocak Yöneticileri, Kayseri Ülkü Ocakları’nın ilçe başkanları ve ilçe yönetimleri, Kayseri MHP İl ve İlçe Teşkilatları, Kayseri İl ve İlçe belediye başkan adayları, Belediye Meclis Üyesi Adayları, 7.000′e yakın Erciyes Üniversitesi öğrencisi katıldı. Programa yönelik gerçekleşen yoğun ilgi dikkatleri çekti. Ahmet Şafak Konseri’nden sonra Kayseri Ülkü Ocakları Üniversiteler Birimi, “Türk İslam Coğrafyasında İnsan Hakları İhlalleri ve Hocalı Katliamı” adı ile bir program da Melikşah Üniversitesi’nde gerçekleştirdi. Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi konferans salonunda düzenlenen panele Kayseri Kayseri Ülkü Ocakları İl Başkanı Selim Gümüş, Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Aviasiya Akademiyası Hukuk Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Aydın Qasımov, Bakü Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Mehdiyev, Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Süleyman Demirci ve Prof.Dr. Abdulkadir Yuvalı, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Ahmetbeyoğlu, Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen ve Yrd. Doç. Dr. Mübariz Yolçiyev ile çok sayıda ülküdaşımız katıldı. Konferans sonunda Hocalı ve Doğu Türkistan konulu resim sergilerinin düzenlenmesi ile birlikte program sona erdi. Konferans sonunda Hocalı ve Doğu Türkistan konulu resim sergilerinin düzenlenmesi ile birlikte program sona erdi.
42-)
Melikşah Üniversitesi’nde Şair Nabi Konferansı
– Melikşah Üniversitesi Beşinci Mevsim Kültür-Edebiyat Kulübü Şair Nabi’nin vefatının 300’üncü yıl dönümü münasebetiyle Nabi Konferansı düzenledi.
Sempozyuma, Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Atabey Kılıç’ın moderatörlüğünde Fatih Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Mahmut Kaplan, Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. İsmail Hakkı Aksoy ve Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Dr. Abdülkadir Dağlar konuşmacı olarak katıldı.
Şair Yusuf Nabi’nin hayatı hakkında konuşmasını yapan Prof. Dr. Mahmut Kaplan, şairin Şanlıurfa’da doğup İstanbul’da kendi kabul ettirip Halep şehrine şiirleri ile damga vurduğunu belirtti. Kaplan, Kendisinin de Şanlıurfalı olup Kayseri’de Melikşah Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Şair Nabi adına sempozyum düzenlenmesinden iftihar duyduğu söyledi. Nabi’nin ne kadar meşhur bir şair olsa da hayatının bilinmezliklerle dolu olduğunu vurgulayan Kaplan, “Bilinmezliklerle dolu bir hayatı tüm yönleri ile öğrenmek için bir sene Halep şehrinde kaldım. Ve bugün bombaların altında kalan birçok Osmanlı mirasını barındıran şehirde Nabi’ye ait eserler yıkılmaya yüz tutmuştur.” dedi.
Prof. Dr. İsmail Hakkı Aksoy ise konuşmasında geçmişte yaşamış saygı değer insanları anlatmanın ve onları hayırla yâd etmenin çok önemli olduğunu vurgulayarak şunları söyledi, “Bu seneyi UNESCO Nabi yılı ilan etti. Ve bu şekilde bizlere Nabi ve Itrî gibi şairlerimizi anma fırsatı veriyor. Tabi biz bunu UNESCO ’ya da bırakmamız lazım bu insanlar tarihimizde büyük öneme sahiptirler. 8 bin kadar kayıtlı şairimiz var. Bunlar bizleri bir araya getiren değerlerdir ve bugünkü bu kalabalık öğrenci topluluğu bunun en büyük kanıtıdır.” dedi.
Genelde şairlerimize normal gözle bakıldığını belirten Aksoy, Divan şairleri üzerine bunlardan bir tanesinin okunması ile hepsinin okunmuş sayılacağına dair toplumda yanlış bir kanın olduğunu ve bunun hızlı bir şekilde düzeltilmesi gerektiğini en azından yeni yetişen gençlere doğru bir şekilde öğretilmesi gerektiğini vurguladı.
Özel ilgi alanı olan mizah ve mektuplardan dolayı Nabi üzerine araştırmalar yaptığını belirten Dr. Abdülkadir Dağlar ’da iki mektupla çalışmalarına başladığını ve Nabi’nin 150 kadar maşaatına rastladığını ve bu rakamın çok büyük olduğunu vurguladı.
Sempozyum sonunda Katılımcılara Melikşah Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reşit Özkanca Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen ve Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Vatansever plaket takdim etti.
Kaynak: http://www.optimushaber.com/meliksah-universitesinde-sair-nabi-konferansi-133932h.htm